Psikiyatri Hemşireliği Dergisi - J Psy Nurs: 10 (2)
Cilt: 10  Sayı: 2 - 2019
1. 
Ön Sayfalar
Frontmatter

Sayfalar I - III

EDITÖR'DEN
2. 
Editörden
Editorial
Nurhan Eren, Nazmiye Kocaman Yıldırım
Sayfa IV

ARAŞTIRMA MAKALESI
3. 
"Size nasıl hitap edilmesini istersiniz?": Hemşire-hasta iletişiminde kullanılan hitap şekli ve hemşirelik bakımı arasındaki ilişki
“How do you prefer to be addressed?”: The relationship between forms of address in nurse-patient communication and nursing care
Buket Şimşek Arslan, Ahmet Göktaş, Kadriye Buldukoğlu
doi: 10.14744/phd.2019.95867  Sayfalar 89 - 95
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmanın amacı, Türk kültüründe hemşire hasta iletişiminde kullanılan hitap şekli ve bu hitap şekli ile hemşirelik bakımı arasındaki ilişkiyi incelemektir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Tanımlayıcı türde olan çalışma, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde yatmakta olan 186 bireyle tamamlanmıştır. Veri toplama aracı olarak, Kişisel Bilgi Formu ve hemşirelik bakımını değerlendiren iki ölçek kullanılmıştır. Veri analizinde tanımlayıcı istatistikler, normallik testi, Pearson korelasyon testi ve Mann-Whitney U testi kullanılmıştır.
BULGULAR: Çalışmaya katılan hastaların yaş ortalaması 50.9±16.5 ve %50’si kadındır. Hastaların %54.9’unun kronik bir hastalık nedeniyle yatmakta olduğu ve %39.8’inin tedavi alma sürelerinin 2-5 gün arasında olduğu saptanmıştır. Hemşireler hastalara (%59.1) ve hastalar hemşirelere (%69.4) çoğunlukla formal hitap şeklini kullanmaktadır. Hastaların üçte ikisi (%66.1) hemşirelerden kendilerine informal hitap şeklini kullanmalarını istemektedir. Hasta-hemşire arasındaki hitap şekline ilişkin değişkenler ile yaş, eğitim durumu, medeni durum, çocuk sayısı ve meslek arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark bulunmuştur (p<.05). Hastanın Hemşirelik Bakımını Algılayış Ölçeği ve Bakım Davranışları Ölçeği-24 toplam puanı ile hemşire hasta arasındaki hitap şekli arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur (p<.05).
TARTIŞMA ve SONUÇ: Hemşire-hasta iletişiminde genellikle formal hitap biçimi kullanılmaktadır. Fakat hastaların çoğu hemşirelerin kendisine informal hitap etmesini istemektedir. Hastanın yaşı arttıkça hemşirelerin hastalara karşı informal hitap şeklini kullanma durumları artmaktadır. Ayrıca informal hitap edilen hastalar, hemşirelik bakımından daha memnundur.

4. 
Hemşirelerin konsültasyon liyezon psikiyatrisi hemşireliği hakkındaki bilgi ve uygulamalarının incelenmesi
Examination of the knowledge and practices of nurses about consultation liaison psychiatry nursing
Serap Yıldırım, Ebru Şimşek, Koza Geridönmez, Şerife Basma, Übeyit Vurak
doi: 10.14744/phd.2019.21548  Sayfalar 96 - 102
GİRİŞ ve AMAÇ: Araştırma, hemşirelerin konsültasyon liyezon psikiyatrisi hemşireliği hakkındaki bilgi ve uygulamalarının incelenmesi amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Tanımlayıcı araştırma, Nisan ve Haziran 2017 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin dahili ve cerrahi birimlerinde çalışan 136 hemşireyle yapılmıştır. Araştırma verileri, Tanıtıcı Bilgi Formu ve Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi (KLP) Hemşireliği Soru Formu ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, sayı yüzde dağılımı kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 33.94±5.69 olup, %91.2’sinin kadın, tamamının lisans mezunu olduğu, %70.6’sının dahili kliniklerde, %29.4’ünün cerrahi kliniklerde, %42.6’sının çalıştığı klinikte, %31.6’sının toplamda 1–5 yıldır çalıştığı bulunmuştur. Hemşirelerin %65.4’ünün ruhsal sıkıntı yaşayan hastayla, %32.4’ünün ise ruhsal sıkıntı yaşayan sağlık çalışanıyla karşılaştığı, %44.9’unun ruhsal sıkıntı yaşayan hastaya bakım verirken güçlük yaşadığı belirlenmiştir. Hemşirelerin %44.9’unun biyopsikososyal bakımı, %27.2’sinin psikososyal bakımı tanımlayabildiği, %96.3’ünün psikososyal bakımı önemli bulduğu bulunmuştur. Araştırmaya katılan hemşirelerin %40.5’inin KLP hemşireliğinin tanımını bilmediği, %94.9’unun daha önce KLP hemşiresiyle çalışmadığı, %74.3’ünün ise çalıştıkları klinikte KLP hemşiresine ihtiyaç duyduğu saptanmıştır.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Hemşirelerin ruhsal sıkıntı yaşayan hastaya bakım verirken güçlük yaşadığı, bu alanda uzman bir profesyonelden desteğe gereksinimlerinin olduğu, aynı zamanda biyopsikososyal bakım, psikososyal bakım, konsültasyon liyezon psikiyatrisi hemşireliği konularında bilgi gereksinimlerinin olduğu sonucuna varılmıştır. Bu sonuçlar doğrultusunda, gereksinimi karşılayacak konsültasyon liyezon psikiyatrisi hemşirelerinin yetiştirilmesi için lisansüstü programların açılması ve yaygınlaştırılması önerilmiştir

5. 
Yaşam Sonu Dönem ve Psikodrama: Hemşirelik öğrencilerinin iletişim becerileri, tutumları, duygusal zekaları ve kendini yansıtmalarına etkisi
End-of-life psychodrama: Influencing nursing students’ communication skills, attitudes, emotional intelligence and self-reflection
Audrey Marie Beauvais, Azize Atli Özbaş, Kathleen Wheeler
doi: 10.14744/phd.2019.96636  Sayfalar 103 - 110
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışma, psikodrama grup mudahalesi sonrasında, hemşirelik öğrencilerinin iletişim becerileri, ölmekte olan hastaya bakım vermeye yönelik tutumları, duygusal zekaları ve kendini yansıtma düzeylerinde değişim olup olmadığını belirlemeyi amaçlamıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Akıl sağlığı hemşireliği dersi sürecinde yürütülen çalışmada, psikodrama müdahale grubu ve kontrol grubuna, öntest/sontest deseni uygulanmıştır. Çalışma, yaklaşık 390 lisans hemşirelik öğrencisi bulunan Fairfield Universitesi’nde (USA) gerçekleştirilmiştir. Akıl sağlığı hemşireliği dersini almakta olan 84 öğrenci çalışmaya davet edilmiştir. Bu öğrencilerden 38’i müdahale grubuna, 41’i konrtol grubuna katılmıştır. Kontrol ve müdahale grubundaki tüm öğrencilerden, psikodrama uygulaması öncesi ve sonrası, demografik bilgi formu, süreç kaydı, Frommelt ölmekte olan hastaya bakım vermeye yonelik tutum ölçeği, Mayer-Salovey-Caruso duygusal zeka testi ve kendini yansıtma ve içgörü ölçeğini doldurmaları istenmiştir.
BULGULAR: Müdahale grubu ve kontrol grubunun iletişim becerileri, ölmekte olan hastaya bakım vermeye yönelik tutumları ve kendini yansıtma düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur. Müdahale grubu ve kontrol grubunun duygusal zeka toplam ve alt ölçek puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu çalışma, psikodramanın hemşirelik öğrencilerinin iletişim becerilerini, ölmekte olan hastaya bakım vermeye yönelik tutumlarını ve kendini yansıtma düzeylerini geliştirmedeki faydasına dikkat çekmektedir. Bu gibi girişimlerin, yaşam sonu dönemdeki hasta ve ailesine yönelik bakımın kalitesini geliştirme potansiyeli bulunmaktadır.

6. 
KOAH’lı hastalarda psikolojik dayanıklılık ve yaşam doyumu arasındaki ilişki
The relationship between psychological resilience and life satisfaction in COPD patients
Gülşen Kılınç, Erman Yıldız, Funda Kavak
doi: 10.14744/phd.2019.60362  Sayfalar 111 - 116
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu araştırma KOAH’lı hastalarda psikolojik dayanıklılık ve yaşam doyumu arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: İlişkisel tanımlayıcı olarak yapılan araştırma Temmuz 2016–Haziran 2017 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin Göğüs Hastalıkları servisinde yatan 144 KOAH hastası ile yürütüldü. Araştırmanın verileri, Hasta Bilgi Formu, Yetişkinler için Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği ve Yaşam Doyumu Ölçeği ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde; tanımlayıcı istatistik, bağımsız gruplarda t testi, Kruskal Wallis, Mann Whitney U, Varyans Analizi, Regresyon Analizi kullanıldı.
BULGULAR: Araştırmaya katılan hastaların yaş ortalaması 70.08±10.62 olup, çoğunluğu erkek (%77.1), evli (%80.6), çalışmıyor (%86.8) ve ilkokul mezunudur (%59.7). Araştırmaya katılan hastaların psikolojik dayanıklılık ölçeği puan ortalamaları 116.43±19.78 olup, yaşam doyumu ölçeği puan ortalamaları ise 18.70±6.72’dir. Hastaların psikolojik dayanıklılıkları ve yaşam doyumları arasında pozitif yönde güçlü bir ilişki saptanmıştır. Psikolojik dayanıklılık yaşam doyumunu anlamlı bir şekilde yordayıp, psikolojik dayanıklılığa ilişkin toplam varyansın %65’ini açıklamaktadır.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Araştırma sonucuna göre KOAH hastalarının psikolojik dayanıklılık düzeyleri ve yaşam doyumlarının yüksek olduğu belirlenmiştir. KOAH hastalarının psikolojik dayanıklılıkları arttıkça, yaşam doyumları artmaktadır.

7. 
Madde kullanım bozukluğu olan kişilerde erken dönem uyumsuz şemalar ile öfke düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi
Investigation of the relationship between early stage maladaptive schemas and anger levels in people with substance-use disorders
Bilge Dilek Soyaslan, Celale Tangül Özcan
doi: 10.14744/phd.2019.87049  Sayfalar 117 - 123
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışma, madde kullanımı olan ve madde kullanımı olmayan kişilerde erken dönem uyumsuz şemalar ile öfke düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla bir vaka-kontrol çalışması olarak yürütülmüştür.

YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu araştırmanın örnekleminin vaka grubunu bir askeri hastanede Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD. Polikliniklerine başvuran 73 hasta, kontrol grubunu ise, aynı hastane içerisinde bulunan bir askeri birlikte vatani görevini yerine getirmekte olan 75 er ve erbaş oluşturmuştur. Vaka grubuna Sosyodemografik Veri Toplama Formu-1; kontrol grubuna Sosyodemografik Veri Toplama Formu-2 uygulanmıştır. Aynı zamanda her iki gruba da Young Şema Ölçeği Kısa Form-3 (YŞÖ-KF3), Sürekli Öfke ve Öfke İfade Tarzları Ölçeği (SÖÖTÖ) uygulanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde Ki- kare analizi, Mann Whitney U testi ve korelasyon analizinden yararlanılmıştır.

BULGULAR: Vaka ve kontrol grubu sosyodemografik özellikler açısından karşılaştırıldığında iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmazken (p>0.05). Aile içi ilişkiler ve aile ekonomik düzeyi açısından gruplar arası fark bulunmuştur (p<0.05). Grupların şema alanları incelendiğinde; Kopukluk, Zedelenmiş Otonomi, Yüksek Standartlar, Zedelenmiş Sınırlar şema alanları ve alt boyutlarına ait puanları, vaka grubundaki kişilerin puanlarının anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu bulunmuştur (p<0.05). Öfke tarzları incelendiğinde ise; Sürekli Öfke, Öfke İçte ve Öfke Dışa puanları, vaka grubundaki kişilerden anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu bulunmuştur (p<0.05). Yapılan korelasyon analizinde kontrol grubu ile vaka grubu arasında Duygusal Yoksunluk, Kendini Feda şema alt boyutu ile Öfke İçte puanı arasında pozitif yönlü orta düzeyde ilişki olduğu saptanmıştır. Vaka grubunda Onay Arayıcılık, Yüksek Standartlar, Cezalandırıcılık, Diğerleri Yönelimlilik alt boyutu ile Sürekli Öfke, Öfke İçte ve Öfke Dışa puanları ile pozitif yönlü orta düzeyde ve Öfke Kontrol puanı ile negatif yönde zayıf ilişki olduğu saptanmıştır.

TARTIŞMA ve SONUÇ: Araştırma verileri değerlendirildiğinde madde kullanım bozukluğu olan vaka grubunun erken dönem uyumsuz şemaların fazlalığı ve öfke seviyelerinde kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde farklılık bulunmuştur.


8. 
Zihinsel engelli çocuğu olan ailelerin yaşadığı güçlüklerin ve aile yükünün belirlenmesi
Determining the burdens and difficulties faced by families with intellectually disabled children
Serap Balcı, Hamiyet Kızıl, Sevim Savaşer, Şadiye Dur, Birsen Mutlu
doi: 10.14744/phd.2018.05657  Sayfalar 124 - 130
GİRİŞ ve AMAÇ: Tanımlayıcı tipte olan bu araştırma, zihinsel engelli çocuğu olan ailelerin yaşadıkları güçlükleri ve aile yükünü belirlemek amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Araştırmanın evrenini zihinsel engeli nedeniyle özel bir rehberlik ve araştırma merkezinde takip edilen 0–18 yaşları arasında olan 220 çocuğun anneleri oluşturdu. Örneklem grubunu ise araştırmaya katılmayı kabul eden 160 anne oluşturdu.
BULGULAR: Çocukların %36.9’unun hafif, %43.1’inin orta ve %20’sinin ağır derecede mental retardasyonu olduğu bulundu. Annelerin %48.8’i çocuklarının bakımına yardımcı olacak kimseleri olmadığını, %38.8’i hayal kırıklığı, %48.1’i şaşkınlık, %31.3’ü şok, %52.5’i çaresizlik, %16.9’u öfke, %14.4’ü ise suçluluk hissettiğini, %13.1’i başkalarını suçladığını, %61.9’u durumu takdir-i ilahi olarak gördüğünü, %12.5’i intihar düşüncesine sahip olduğunu ve %28.1’i depresyon yaşadığını belirtti. Annelerin %7.5’inin “Aile Yükü Değerlendirme Ölçeği (AYDÖ)” puanı düşük, %92.5’inin ise yüksekti.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Ailelerin çoğunun geleceğe endişe ile baktığı, yüklerinin katlanılamayacak kadar ağır olduğunu düşündükleri ve sağlık profesyonellerinden bilgi ve destek bekledikleri belirlendi.

DERLEME
9. 
Şizofreni Hastalarının Bakımına Yönelik Bir Tele Hemşirelik Uygulaması: Telefonla Problem Çözme Müdahalesi
A telenursing practice for care of people with schizophrenia: Telephone intervention problem solving
Esra Uslu, Kadriye Buldukoğlu, Lora Humphrey Beebe
doi: 10.14744/phd.2019.75768  Sayfalar 131 - 136
Şizofreni, kişilerin günlük hayatta karşılaştıkları problemlerin çözümünü güçleştirmektedir. Bu nedenle toplum içinde yaşayan şizofreni hastaları bu problemlerle baş edebilmek için özel uygulamalara ihtiyaç duymaktadır. Beebe tarafından geliştirilmiş olan Telefonla Problem Çözme Müdahalesi (TPÇM) şizofreni hastalarının çeşitli günlük problemlerinin çözümünü desteklemek, onlara başetme alternatifleri sunmak, bu alternatiflerin kullanımını hatırlatmak ve bu başetme çabalarının etkinliğini değerlendirmek için geliştirilmiştir. Haftalık telefon görüşmeleri ile yürütülen TPÇM planlanmış davranış teorisine temellendirilen ve problem çözme süreci kullanılarak yürütülen bir tele hemşirelik uygulamasıdır. Bu konuda yapılan deneysel çalışmalar; TPÇM’nin şizofreni hastalarının toplum içinde geçirdiği süreyi uzattığını, tekrarlı yatışlarda hastanede geçirilen gün sayısını ve yeniden yatış amaçlı başvuru sayısını azalttığını ortaya koymuştur. Ayrıca bu uygulamanın psikiyatrik ilaç tedavisine olan uyumu artırdığı ve psikiyatrik semptomların şiddetini azalttığı bulunmuştur. TPÇM ülkemizde ilk kez bir doktora tezi kapsamında uygulanmıştır. Uygulama sonrasında kılavuzda yer alan uygulama protokol maddelerinin rahatlıkla kullanılabildiği, sadece dördüncü maddesinin üzerinde yeniden çalışılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu bilgiler doğrultusunda bu derleme makalesinin amacı, psikiyatri hemşirelerine TPÇM’yi tanıtmak ve TPÇM’nin uygulamaya aktarımı konusunda psikiyatri hemşirelerine rehberlik etmeyi amaçlamaktadır.

10. 
Deliryumun yönetiminde farmakolojik olmayan yaklaşımlar ve hemşirenin sorumlulukları
Nursing responsibilities and non-pharmacological approaches in delirium management
Canan Karadas, Leyla Özdemir
doi: 10.14744/phd.2019.81994  Sayfalar 137 - 142
Deliryum; akut başlangıçlı ve gün içinde dalgalanmalar gösteren yaygın bir klinik sendromdur. Hastanede yatış süresinin uzaması, fonksiyonel kapasitenin azalması ve mortalite artışı deliryumlu hastada görülebilen olumsuz sağlık sonuçlarından bazılarıdır. Bu nedenle hastaların günde en az bir kez deliryum yönünden değerlendirilmeleri önemlidir. Ancak tek başına izlem yapmak yeterli olmayıp deliryumu önlemeye ve yönetmeye ihtiyaç duyulmaktadır. Farmakolojik olmayan yöntemler; yeniden oryantasyon, çevresel uyaranların azaltılması, erken mobilizasyon, sıvı desteği ve uyku hijyeninin sağlanmasını içermektedir. Deliryum yönetiminde kullanılan farmakolojik olmayan yaklaşımlar; hemşirelik bakımı ile doğrudan ilişkili, uygulanması kolay ve maliyet etkin yöntemlerdir. Ancak bu yaklaşımların hangi yöntemleri kapsadığı, içeriği ve etkileri hakkında bilgi veren çok az çalışma bulunmaktadır. Bu derlemede; deliryumun önlenmesi ve yönetiminde kullanılan farmakolojik olmayan yaklaşımlar ve hemşirenin sorumluluklarının, literatürde yer alan güncel bilgiler doğrultusunda tartışılması amaçlanmıştır.

11. 
Bakım alanı ve habitus
The field of care work and habitus
Bahanur Malak Akgün
doi: 10.14744/phd.2018.19971  Sayfalar 143 - 148
Bu derleme, bakım alanında hasta hemşire etkileşim sürecini, hemşirelik uygulama alışkanlıklarını ve hemşirelerin mesleki ya da bireysel benlik ve kimliklerini tartışmayı amaçlayan araştırmacılara yalnızca bakım alanına veya yalnızca hemşire bireysel özelliklerine vurgu yapmayarak inceleme olanağı sağlayan Pierre Bourdieu’nün habitus kavramını açıklamayı amaçlamıştır. Hemşirelik bireyin iyilik halini, sağlık gelişimini amaçlayan anlamlı, terapötik ve kişilerarası bir süreçtir. Fakat çok az çalışma bu sürecin nasıl kurulduğunu ve şekillendiğini sistematik bir şekilde değerlendirmiştir. Bu etkileşim sürecini, hemşirelik uygulama alışkanlıklarını ve bakım alanını anlayabilmemizde Bourdieu’nün habitus ve alan kavramları bize yol gösterici olabilecektir. Habitus, hemşirelerin bireysel özelliklerinin de dahil olduğu şartlar altında hastalarının durumlarını ve bakım gereksinimlerini nasıl anladıklarını, yorumladıklarını ve hastalarına yaklaştıklarını etkiler. Bakım alanı ise, hemşirelerin bakım uygulamalarında kullandıkları sosyal alan için bir metafordur. Sonuçta, hemşire habitusu karmaşık ve çeşitlilik gösteren bireysel ve yapısal etkenlerin her ikisine göre geliştiği için hemşirelerin hizmet verme motivasyonunu ve kariyerini etkiler. Bu nedenle, hemşire hasta etkileşimini, hemşirelik uygulama alışkanlıklarını, hemşirelerin mesleki ya da bireysel kimliklerini bu açıdan değerlendirmek bakımın kalitesini olumlu olarak etkileyebilir.

OLGU SUNUMU
12. 
Şizofrenili bir hastada bireyselleştirilmiş rehabilitasyon programı: Olgu sunumu
Individualized rehabilitation program for a schizophrenic patient: a case report
Sibel Coşkun
doi: 10.14744/phd.2019.16013  Sayfalar 149 - 154
Şizofreni hastalarında işlevsellikte bozulma olup, hem sosyal izolasyon, isteksizlik gibi semptomlar hem de ilaç yan etkileri yaşam kalitesini etkilemekte, bu nedenle hastaların tedavi ve rehabilitasyon sürecine, aktivite programlarına katılımı büyük önem taşımaktadır. Bu olgu sunumunda toplum ruh sağlığı merkezinde aktivite programına isteksiz bir şizofreni hastasının sorun ve gereksinimleri analiz edilmiş, aile işbirliği sağlanmış, bireye özgü planlanmış rehabilitasyon programı kapsamında ağırlıklı olarak davranışçı teknikler uygulanmıştır. 6 aylık süreç değerlendirildiğinde hastanın işlevselliği ve yaşam kalitesi artmış, semptomları azalmış, aktivitelere katılımı sağlanmıştır. Sonuç olarak, kronik ruhsal hastalıklarda rehabilitasyon programlarının bireye özgü planlanması, davranışçı yöntemlere yer verilmesi yarar sağlamaktadır. Uzmanlaşmış psikiyatri hemşireleri rehabilitasyon programlarında ve danışmanlıkta daha etkin rol alabilmelidir.

LookUs & Online Makale