1. | Ön Sayfalar Frontmatter Sayfalar I - III |
EDITÖR'DEN | |
2. | Editörden Editorial Nurhan Eren, Nazmiye Kocaman YıldırımSayfa IV |
ARAŞTIRMA MAKALESI | |
3. | Acil Serviste Çalışan Hemşirelerin Bağımlılığın Nedenleri ve Tedavisine İlişkin Algı ve Tutumları Perceptions and Attitudes of Nurses Working At Emergency Unit About the Causes and Treatment of Addiction Elif Pilge, Leyla Baysan Arabacıdoi: 10.5505/phd.2016.97658 Sayfalar 105 - 113 GİRİŞ ve AMAÇ: Çalışma acil serviste çalışan hemşirelerin, madde bağımlılığı nedenlerine ve tedavisine ilişkin algılarını ve madde kötüye kullanım problemi olan bireye yönelik tutumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Tanımlayıcı tipteki araştırma, Ege Bölgesi’nde bir ilde psikiyatri kliniği bulunan üç hastanenin acil servislerinde çalışan 86 hemşire ile yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak 4 form kullanılmıştır. Tanıtıcı Bilgi Formu, Madde Kötüye Kullanım Nedenleri Ölçeği, Madde Kötüye Kullanım Tedavileri Ölçeği ve Tutum Ölçeği. Verilerin değerlendirilmesinde, tanımlayıcı istatistikler, t-testi, varyans analizi ve korelasyon analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Hemşirelerin %53.5’i mesleki yaşamlarının herhangi bir döneminde madde bağımlısı bir hastaya bakım vermiş ve %80.2’si bu konuda daha önce herhangi bir eğitim almadığını belirtmiştir. Acil hemşirelerinin tutum ölçeği puan ortalamaları, madde kötüye kullanım problemi olan bireylere yönelik sosyal mesafe koyma yönünde olumsuz tutum eğilimine sahip olduklarını göstermektedir. Hemşirelerin sosyodemografik ve mesleki özellikleri ile madde bağımlısı bir bireye daha önceden bakım verme konusundaki bilgi ve deneyim sahibi olma durumları, madde bağımlılığının nedenlerine ve madde kullanan bir insanın madde bağımlılığından kurtulmak için neler yapması gerektiğine (tedavisine) ilişkin algılarını ve madde kullanan bir insana yönelik tutumlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Hemşireler, bir kişinin öncelikli olarak “problemleriyle başetmek” ve “sosyal çevresi” nedeniyle madde kullandığına ve bağımlılıktan kurtulabilmesi için kişinin kendisinde değişim yaratması gerektiğine inanmaktadır. Bunun için kişinin “maddeden kaçınması ve sosyal-profesyonel olarak yardım alması” ve “kişilik özelliklerini değiştirmesi” gerektiğini düşünmektedir. TARTIŞMA ve SONUÇ: Acil hemşireleri, madde kötüye kullanım problemi olan bireylere yönelik sosyal mesafe koyma yönünde olumsuz bir tutum eğilimine sahiptir. |
4. | Hemşirelik Öğrencilerinin Cinsel Tutumlarının Belirlenmesi An Evaluation of Sexual Attitudes of Nursing Students in Turkey Azize Atlı Özbaş, Nermin Gürhan, Veli Duyandoi: 10.5505/phd.2015.35002 Sayfalar 114 - 120 GİRİŞ ve AMAÇ: Cinsellik, holistik yaklaşımının önemli parçalarından biridir. Hemşirelerin cinsel bakım verebilmeleri için, öncelikle kendi cinsel tutumlarını ve bu tutumların bakımı nasıl etkilediğini fark edebilmeleri gerekmektedir. Hemşirelerde bu farkındalığın sağlanması ve cinselliğe karşı olumlu bir tutum geliştirilmesi için en uygun zaman hemşirelik eğitim sürecidir. Bu çalışma; hemşirelik öğrencilerinin cinselliğe karşı tutumlarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu, tanımlayıcı çalışmanın örneklemini, 130 Gazi Üniversitesi Hemşirelik Bölümü öğrencisi oluşturmuştur. Veriler; self-report yöntemi ile sosyo-demografik veri formu ve Trueblood Cinsel Tutum Ölçeği kullanılarak, toplanmış, yüzdelik dağılım ve Bağımsız örneklemlerde t testi kullanılarak değerlendirilmiştir. BULGULAR: Çalışmanın sonucuna göre, öğrencilerin cinsellikle ilgili tutumlarının muhafazakâr kabul edilebilecek düzeydedir. İkinci sınıf öğrencileri en muhafazakâr grubu, üçüncü sınıf öğrencileri de en liberal grubu oluşturmaktadır. Öğrenciler kendi cinselliklerine karşı diğerlerinden daha muhafazakâr bir tutuma sahiptir. TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışmamızın sonuçları, örneklemimizde hemşirelik öğrencilerinin cinsel tutumlarının muhafazakâr olduğunu ve klasik hemşirelik eğitiminin, öğrencilerin cinselliğe karşı toplumun tutumundan farklı olarak, evrensel bir tutumun benimsenmesinde etkili olmadığını ortaya koymaktadır. Çalışmamız, hemşirelik eğitiminde, öğrencilerin cinsel tutumlarını daha pozitif yönde değiştirebilecek yöntemler geliştirmek amacıyla planlanacak çalışmalara zemin oluşturacak niteliktedir. |
5. | Hemşirelik Öğrencilerinin Öfke, Umutsuzluk, Stresle Baş Etme Düzeyleri ile Sosyal Destek Algıları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi An Examination of the Relationship between Anger, Stress, Hopelessness and Perceived Social Support in Nursing Students Satı Dil, Burcu Aykanat Girgindoi: 10.5505/phd.2016.49379 Sayfalar 121 - 128 GİRİŞ ve AMAÇ: Bu araştırmada, hemşirelik öğrencilerinin öfke, umutsuzluk ve stresle baş etme düzeyleri ile algılanan sosyal destek düzeyleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Tanımlayıcı tipte olan bu çalışmada örneklemi Bir Üniversitenin Sağlık Yüksekokulu’nda Ekim-Kasım 2011 tarihinde öğrenim görmekte olan 231 hemşirelik bölümü öğrencisi oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak, anket formu, Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ), Sürekli Öfke ve Öfke İfade Tarzı Ölçeği (SÖÖİTÖ), Stresle Başa Çıkma Ölçeği (SBÇÖ) ve Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (ÇBASDÖ) kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, t-testi, ANAVO, Pearson’s korelasyon analizi testleri kullanılmıştır. BULGULAR: Erkek öğrenciler stresle baş etmede yadsıma, madde kullanımı, mizahi yaklaşım gibi stresle etkin olmayan baş etme yöntemlerini kullanırken, kız öğrencilerin sosyal destek arama ve dine yönelme aktivitelerini kullandıkları, 19–21 yaş arasındaki öğrencilerin algılanan sosyal destek düzeyinin daha fazla olduğu (p<0.05), 22–24 yaş aralığında ve 4. sınıfta olan öğrencilerin öfke içe vurum puanlarının daha yüksek olduğu (p<0.05), anne-baba tutumlarını demokratik yönde algılayan öğrencilerin umutsuzluk düzeylerinin diğerlerine göre daha düşük ve sosyal destek algılarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0.05). TARTIŞMA ve SONUÇ: Öğrencilerin stresle etkili baş etme ve sosyal destek algılarının artması, umutsuzluk düzeylerinin azalmasına ve stresle etkili baş etme davranışlarının gelişmesine yol açmaktadır. Çalışmamızda öğrencilerin algılanan sosyal destek algısı arttıkça stresle daha etkili başetme ve öfkeyi uygun biçimde ifade ettikleri gösterilmiştir. Bu nedenle öğrencilerin bireysel olarak güçlenmelerine yönelik eğitim programlarının düzenlenmesi önerilir. |
6. | Bir Hemşirelik Fakültesindeki Öğrencilerin Ruhsal Hastalığa Yönelik İnançlarının Belirlenmesi Determination of the Mental Disorder Beliefs of Students in a Nursing Faculty Seren Günay, Tuğba Bekitkol, Gizem Beycan Ekitli, Serap Yıldırımdoi: 10.5505/phd.2016.43534 Sayfalar 129 - 134 GİRİŞ ve AMAÇ: Araştırma, hemşirelik öğrencilerinin ruhsal hastalıklara yönelik inançlarının ve bu inançları etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla planlanmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Tanımlayıcı araştırma, Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi’nde 2013-2014 eğitim- öğretim yılında eğitim gören ve ruh sağlığı ve hastalıkları hemşireliği dersini alan toplam 240 öğrenciyle yapılmıştır. Araştırma verileri, tanıtıcı bilgi formu ve Ruhsal Hastalığa Yönelik İnançlar Ölçeği (RHYİÖ) ile toplanmıştır. Verilerin analizinde, t testi ve varyans analizi kullanılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalamaları 22.47±1.37 olup, %86.2’sinin kadın, %69.2’sinin üçüncü sınıf, %30.8’inin dördüncü sınıf olduğu, %67.9’unun ruh sağlığı ve hastalıkları hemşireliği dersinin uygulamasını yapmadığı, %82.1’inin ailesinde, %62.5’inin yakın çevresinde psikiyatrik bozukluk tanısı alan birinin bulunmadığı, %92.1’inin daha önce tanılanmış herhangi bir psikiyatrik bozukluğunun olmadığı, %94.2’sinin ruhsal hastalıklara yönelik herhangi bir sivil toplum kuruluşunda çalışmadığı bulunmuştur. Öğrencilerin RHYİÖ alt ölçek puan ortalamaları sırasıyla “çaresizlik ve kişilerarası ilişkilerde bozulma” 27.05±7.69, “tehlikeli” 18.54±5.17, “utanma” 2.03±2.59 olup, toplam puan ortalaması 50.55±12.64’dür. Öğrencilerin RHYİÖ toplam puan ortalamalarının dağılımı, öğrencilerin ailesinde ve yakın çevresinde psikiyatrik bozukluk tanısı alan birinin bulunma durumuna göre anlamlı bulunurken (p<0.05), yaş, cinsiyet, sınıf, ruh sağlığı ve hastalıkları hemşireliği dersinin uygulamasını yapma durumu, daha önce tanılanmış herhangi bir psikiyatrik bozukluğunun olma durumu ve ruhsal hastalıklara yönelik herhangi bir sivil toplum kuruluşunda çalışma durumuna göre anlamlı olmadığı saptanmıştır. TARTIŞMA ve SONUÇ: Geleceğin sağlık personeli olacak öğrenci hemşirelerin, ruhsal hastalığa ilişkin sahip oldukları inançların belirlenmesi, bu alanda farkındalıklarının geliştirilmesi, doğrudan hastanın tedavi ve bakımını, dolaylı olarak da toplumun yükünü etkilemesi nedeniyle oldukça önemlidir. |
7. | Hemşirelik Öğrencilerinde Ölüm Kaygısı, Ölmekte Olan Bireye Bakım Verme İsteği ve Etkileyen Faktörler Nursing Students’ Death Anxiety, Influencing Factors and Request of Caring For Dying People Merve Şahin, Fatma Demirkıran, Filiz Adanadoi: 10.5505/phd.2016.66588 Sayfalar 135 - 141 GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışma hemşirelik öğrencilerinde ölüm kaygısı, ölmekte olan bireye bakım verme isteği ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER: Kesitsel tipte planlanan araştırma 2014 Nisan–Mayıs aylarında Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Yüksekokulu’nda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini Hemşirelik Bölümü öğrencileri, örneklemini 233 hemşirelik öğrencisi oluşturmuştur. Araştırma verileri, kişisel bilgi formu ve Thorson-Powell Ölüm Kaygısı Ölçeği (ÖKÖ) ile toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, ki-kare ve student t-testi kullanılmıştır. BULGULAR: Çalışmaya katılan hemşirelik öğrencilerin yaş ortalaması 20.08±1.36’dır. Öğrencilerin %82.4’ü kadın, %17.6’sı erkektir. Öğrencilerin çoğunun ölümü yeni bir başlangıç olarak tanımladığı ve bakım verdiği hasta öldükten sonra üzüntü hissettikleri anlaşılmaktadır. Hemşirelerin %37.8’i ölmekte olan hastaya bakım vermek istediklerini belirtmişlerdir. Öğrencilerin ölüm kaygısı puan ortalamaları 59.15±14.94’tür. Ölmekte olan hastaya bakım verirken kız öğrencilerin erkeklere göre, tanıdığı birisini ölüm nedeniyle kaybedenlerin kaybetmeyenlere göre daha az istekli oldukları bulunmuştur. Kız öğrencilerin ölüm kaygısı, erkek öğrencilere göre daha yüksek bulunmuştur. Yaşadıkları kayıp/yas duygusu ile baş etmeye yönelik hemşirelik öğrencilerinin çoğunun ağlama tepkisini ve dua etme yöntemini kullandıkları saptanmıştır. TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu çalışma, hemşirelik öğrencilerinin yarıdan fazlasının, yaşamlarının herhangi bir döneminde ölümle karşılaştıklarını, bu durumun ölüm kaygılarını daha çok artırdığını ve ölüm kaygısı yüksek olan öğrencilerin ölmekte olan hastaya bakım vermek istemediklerini göstermiştir. Sağlık profesyoneli olacak hemşirelik öğrencilerinin ölüm kaygılarını azaltmaya yönelik danışmanlık hizmetlerine ve baş etme yöntemlerini etkin kullanabilecekleri eğitime ihtiyaçları olduğunu ortaya koymuştur. |
DERLEME | |
8. | Bipolar Bozukluk için Örnek Bir Bireysel Psikoeğitim Modeli A Sample Individual Psychoeducation Model for Bipolar Disorder Funda Gümüş, Sevim Buzlu, Sibel Çakırdoi: 10.14744/phd.2016.27928 Sayfalar 142 - 147 Bipolar bozuklukta bireysel psikoeğitim modeli, bipolar bozukluk hastalarına hastalıkları hakkında bilgi ve beceri kazandırmayı hedefleyen, yazarlar tarafından geliştirilen, bu alanda çalışan uygulayıcı ve araştırmacıların rahatlıkla uygulayabileceği dört oturumluk bir programıdır. Program, psikoeğitim programına giriş ve hastalık hakkında bilgi, haberci belirtiler, hastalığın yinelemesini önleyici acil plan geliştirme ve yasal haklar, ilaç etki ve yan etkilerini değerlendirme, iletişim ve sorun çözme becerileri olmak üzere dört oturumdan oluşmaktadır. Bu çalışmada amaç, bipolar bozuklukta bireysel psikoeğitim modelini tanıtmak ve yapılmış benzer psikoeğitim çalışmalarının sonuçlarına değinmektir. Çalışma sonuçları, bipolar bozuklukta bireysel psikoeğitim programının hastalara yönelik olarak uygun ve etkili bir program olabileceğini göstermektedir. |
9. | Suça Sürüklenen Çocuklara Yönelik Önleyici Bir Müdahale Programı: Agresyon Replasman Eğitimi An Intervention Program For Children Against Turn Into Crime: Aggression Replacement Training Fadime Kaya, Sevim Buzludoi: 10.5505/phd.2016.27247 Sayfalar 148 - 151 Agresyon Replasman Eğitimi (ARE) kronik agresif ergenlere alternatif davranış kazandırmayı hedefleyen çok bileşenli psikoeğitimsel bir müdahale programıdır. Programın içeriğinde; yapıcı davranış kazandırmayı hedefleyen sosyal beceri eğitimi, öfke düzeyini azaltmaya ve öz-denetim sağlamaya yönelik öfke kontrol eğitimi ve başkalarının bakış açısından bakabilme becerisini kazandırmayı hedefleyen ahlaki muhakeme eğitimi bileşenleri vardır. Bu çalışmada ARE’ni tanıtmanın yanı sıra; etkinliğini değerlendiren çok sayıda araştırmaya da yer verilmiştir. Bu veriler ARE’nin suça sürüklenen çocuklara yönelik olarak uygun ve etkili bir müdahale programı olabileceğini göstermektedir. |
10. | Yöneticilerin Kördüğümü: Mizah Managers Blind: Humor Handan Alan, Hanife Tiryaki Şendoi: 10.5505/phd.2016.55265 Sayfalar 152 - 156 Mizah insan etkileşiminde ortak bir unsurdur ve bu nedenle çalışanlar ve kuruluşlar üzerinde önemli etkisi vardır. Çalışma ortamının ciddi olduğu inancına rağmen, mizah örgütsel ortamlarda stresi hafifletmek ve iş yaşamını daha zevkli hale getirmek için kullanılabilir. Mizah bilgi ve fikirlerin serbestçe paylaşılabildiği ve kişilerarası ilişkilerin yeşerebileceği olumlu bir ortam yaratarak örgüt kültürünün önemli bir bileşeni olarak tarif edilmiştir. Buna rağmen, genellikle yöneticiler, mizahı ciddiye almak ya da onun faydalarını fark etmekte başarısızdırlar. Nitekim örgütsel mizahın doğru kullanımı personeli motive etme, etkin iletişim, uyumsuzlukları azaltma gibi örgütlere değerli faydalar sağlayabilir. Mizah sadece komik kavramlardan daha fazlasıdır; hedeflere ulaşmak için kullanılabilecek birçok yönetim aracını ifade eder. Yöneticiler, istenen örgütsel sonuç için, bireysel farklılıklara uyumlu ve olumlu örgütsel sonuçlar elde edebileceği uygun ideal mizah stili seçebilirler. Bu makalede yönetici hemşirelerin stresi azaltarak liderliği, grup bütünlüğünü, iletişimi, yaratıcılık ve örgüt kültürünü geliştirebilmek için mizahı kullanmalarının önemini açıklamak amaçlanmıştır. |
EDITÖRE MEKTUP | |
11. | Türkiye’de Psikiyatri Hemşireliği Gerçek mi Mit mi? Psychiatric Nursing in Turkey Real or a Myth? Besti Üstündoi: 10.5505/phd.2016.29290 Sayfalar 157 - 162 Makale Özeti | İngilizce Tam Metin |