OBJECTIVE: The aim of this study is to determine the effect on quality of life, of the mental states of the patients who had liver transplant surgery and their relatives who are responsible for the care of them.
METHODS: This descriptive and cross-sectional study, were performed in the liver transplantation center of a university hospital with 18 patients transferred between 2009-2010 and their 18 caregivers. Data of the study were collected through Personal Information Form, clinical findings (Meld), Beck Depression Inventory, the SF-36 Quality of Life Scale and the State-Trait Anxiety Inventory. In the analysis and evaluation of the data obtained in the study, frequency table, central and prevalence criteria and Mann-Whitney U test, Kruskal-Wallis test and Spearman correlation analysis were employed.
RESULTS: Half of patients and more than half of relatives of the patients were found severely depressed. Depression, state and trait anxiety mean score was higher in relatives of the patient than the patients. The difference was not statistically significant. We have found a significant moderate negative relationship between the patients’ physical function and physical role difficulties with depression score and pain, vitality and mental health with state anxiety score. We found that there is a moderate negative relationship between the relatives of the patients depression and anxiety score with a lot of physical and mental quality of life subscale.
CONCLUSION: The high rate of depression and anxiety seen on the post transplant patient and their relatives. Mental states that affects quality of life in this reveals the importance of the establishment of therapeutic groups and the need for the creation of support groups.
AMAÇ: Bu çalışma, karaciğer nakil ameliyatı olmuş hastaların ve onların bakımından sorumlu hasta yakınlarının ruhsal durumlarını ve ruhsal durumlarının yaşam kalitesi üzerine etkisini belirlemeyi amaçlamaktadır
YÖNTEMLER: Bu tanımlayıcı ve kesitsel çalışma, bir üniversite hastanesinin karaciğer nakil merkezinde 2009-2010 yılları arasında nakil olan 18 hasta ve onların bakımından sorumlu 18 hasta yakını ile yapılmıştır. Araştırmanın verileri, Kişisel Bilgi Formu, klinik bulgular (Meld), Beck Depresyon Ölçeği, SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Durumluk-Sürekli Kaygı Ölçeği ile toplanmıştır. Araştırmada elde edilen verilerin analiz ve değerlendirmelerinde sıklık tabloları, merkezi ve yaygınlık ölçütleri ile Mann-Whitney U testi, Kruskall- Wallis Testi ve Spearman Korelasyon analizi kullanılmıştır.
BULGULAR: Hastaların yarısında ve hasta yakınlarının yarısından çoğunda ciddi düzeyde depresyon saptanmıştır. Depresyon, durumluk ve sürekli anksiyete puanı ortalamaları hasta yakınlarının hastalardan daha yüksek olduğu, aradaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı bulunmuştur. Hastaların yaşam kalitesinin fiziksel fonksiyon ve rol güçlüğü ile depresyon puanının ve ağrı, canlılık ve ruhsal sağlık ile durumluk kaygı puanı arasında negatif yönde orta düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Hasta yakınlarının yaşam kalitesinin fiziksel ve ruhsal birçok alt boyutunun depresyon, durumluk ve sürekli kaygı puanları arasında negatif yönde orta düzeyde anlamlı bir ilişki saptanmıştır.
SONUÇ: Nakil sonrası hasta ve hasta yakınlarının anksiyete ve depresyon düzeylerinin yüksek olduğu, ruhsal durumun yaşam kalitesini etkilediği, bu bağlamda nakil sonrasında destek grupları oluşturmanın ve ruhsal durum ile yaşam kalitesini iyileştirmeye odaklanan programlar geliştirmenin gerekli olduğu söylenebilir.